Archive for the 'Eskişehirspor' Category

Bilgi Sahibi Olmadan Fikir Sahibi Olmak

TRT 1 ‘ de her hafta yayınlanan ”Nasılsınız” programının bu haftaki konukları belirli tribünlerin temsilcileriydi. Çeşitli konularda paylaşımların ve yorumların yapıldığı programın sonlarına doğru Eskişehir temsilcisi tarafından ortaya atılan bir laf, bizler için emek hırsızlığı dışında bir anlam taşımamaktadır.

Okul Açık tribününde 1907 Ünifeb, CK ve Vamos Bien ortaklığı ile yapılan koreografilerin ”profesyonel şirketlerce” yapıldığını ifade edecek kadar bilgisizliğe sahip olanların ifade şekilleri, tamamen kendilerini ön plana çıkarma basitliği üzerinedir .

Teknolojinin nimetlerinin sayılarak bitirilemediği günümüz dünyasında, yapılan koreografileri internet ortamında araştırıp öğrenemeyecek kadar komplekse bürünen bu tür zihniyetlerin, maddi manevi verilen emekleri yok sayması sahip olunan düşünce ve ruh hallerini bire bir yansıtmaktan öteye gitmemiştir.

Hepsinden öte, Futbol Federasyonunun resmi yüzüymüş gibi 2016 Avrupa Şampiyonası’na ısmarlama koreografi yapan kurumsal zihniyetler, eylemleri ile söylemlerinin çeliştiği görüntüleri ile kendilerini komik duruma düşürmüşlerdir.

Bu anlamsız üstünlük çabası sonrası şunu belirtmekte fayda var. Yaptığımız işlerde hiç kimse bizim muhatabımız değildir. Herhangi biriyle yarışmak basitliğine girmemiz söz konusu olamaz. Muhatabımız da kıstasımız da sadece Fenerbahçe ve Fenerbahçelilik üzerinedir.

Ortada bir ”emek hırsızlığı” olduğu için bu açıklama gerek görülmüştür. Aksi durumda bu tür basit oyunlara girmek bizlerin tarzı ve üslubu değildir. Son olarak söyleyeceğimiz tek şey ;

Hiç kimse gerçekleri görmek istemeyenler kadar kör değildir.

Grup CK

ZTK: Eskişehirspor 0 Fenerbahçe 1

Fenerbahçeli futbolcular nerdeyse 90 dakika boyunca hazırlık maçı havasındaydı. Antalya’nın sıcağında değil de Eskişehir’in soğunda oynuyor olmak bile uyandıramadı takımı. Neyse ki Alex var. Olması gereken yerde en mükemmel şekilde biterek noktayı koyuyor. Bir futbolcu skora bu denli tesir ediyorsa, saygı duymak lazım. Hele gol öncesi yaptığı zeka dolu koşu ve presle rakip kaleciyi çaresiz bırakması. Devamında gelen gelen penaltı kararı ve gol…

Eskişhirspor adına Burak Yılmaz çok net pozisyonları gole çeviremedi. Kalecileri Ivesa ise heybetiyle hata yapmayacak kaleci izlenimi veriyor diye düşünürken olmadık bir işe imza attı. Alex’in payı da büyüktü tabii o pozisyonda. Eskişehirsporlular ilk yarı farka gidemedilerse Burak Yılmaz yüzünden. Yenilmelerindeki baş aktör ise maçın genelinde pek hata yapmamasına rağmen kaleci Ivesa’dır.

Fenerbahçe’de Volkan kalede iyiydi. Kafasını maça verince ülkenin hali hazırdaki en iyi kalecisi zaten. Defansta şova kaçmazsa Bilica gerçekten başarılı. Dünkü maçta Alex’in tabelaya katkısının yanında takım adına en olumlu konuşulacak adam Bilica. Sol bekte takıma ilk geldiğinde Brezilya Milli Takımının sol beki olarak tanınan ama sahada ihtiyar delikanlı Roberto Carlos’un yerde yere vurulan performansından daha aşağıda kalan bir Santos vardı. Burak nerdeyse her pozisyonda geçti onu. Ters kademe desen hiç yok. Orta alanda Emre parlamayınca orası çok sırıtıyor. Şu anki Fenerbahçe takımının Alex’ten sonraki en önemli ismi Emre. Sol açık Özer ve sağ açık M.Topuz ise ruh gibiydiler. Ne doğru düzgün kanat bindirmesi yaptılar, ne de içeri kat ettiler. Deivid de top kendisine bir türlü gelmeyince iyice orta sahanın gerisine geldi top almak için. Bu kez de hücum hattı boş kaldı. Karambole sahada duran ama kazanan bir Fenerbahçe görüntüsü.

Tüm bu yukarıda yazılı cümlelerin özeti Fenerbahçe adına 3 puanın dışında tatsız tuzsuz bir maç olduğu gerçeğidir.Daum’un tipik sıkıcı deplasman takımı sahadaydı dün gece yine. Gol yemediğiniz yahut rakibinizden bir gol fazla attığınız takdirde Türkiye Liginde (elbette formanızın da ağırlığıyla) 3 puanı alıyorsunuz. Lakin güzel futbol görmek isteyen Fenerbahçe taraftarını bu tatmin eder mi? Orası tartışılır işte.

Bando ESES

Tribünlerde görmek istediğimiz türden hareketler…
Bando ESES @ Lig Tv

http://www.youtube.com/get_player

Hani tribündeki adamlar hep maganda, faşist, komunist, denyo, aptal saptal adamlardı…
Bakın adamlar tribünde sanat icra ediyor, Espana Cani’yi çalıyorlar, daha ne yapsınlar hahah!

Buradan da Espana Cani ‘yi dinleyebilirsiniz tabii.

İsyan Etsen Neye Yarar?

Eskişehirspor 2 Fenerbahçe 1

Bugün isyan bayrağı Eskişehir’de açılmış.
Bugün bu hakemlerle olmuyormuş.
Bugün Federasyon aklına başına alsınmış.
Bugün Türk futbolu bir yere gitmezmiş.
Bugün Fenerbahçe takımının hakkı korunacakmış.

Her şey iyi güzel hoş tamam da, bunları söylemek için bugünü mü beklediniz? Daha önce nerelerdeydiniz? Aslına bakarsanız Daum ve Aziz Yıldırım sanırım önce 2006 yılının Mayıs ayında yaşananların hesabını vermelisiniz. Her ikiniz de o günlerin baş mimarlarıydınız malum.

Bir de şu var tabii; hem Türkiye’de hem Avrupa’da lideriz. Eleştirmeyin, takıma köstek olmayın diyordunuz. Şu an kağıt üzerinde hala lideriz. Niye tepki veriyorsunuz o zaman? Hala tepedeyiz, eleştirilecek bir şey yoktu, her şey güllük gülistanlıktı hani?

Takım bitmiş okeye dönüyor demiştik geçen hafta. Bu hafta da aynen devam. Araya yalancı bahar modunda, biraz da şansın yaver gitmesiyle kazanılan Twente maçı girdi ama yine gözler yalandan boyanmış oldu. 3 gün sonra foya yine ortaya çıktı.

Kalecisinden en ileri uçtaki adamına kadar üzerlerinde taşıdıkları formadan bihaber insanlar topluluğu isteksiz ve de ruhsuz futbola devam ediyorlar. Bir takım arka arkaya maçlar kaybedebilir. Futboldur nihayetinde, olabilir. Lakin Fenerbahçe takımında oynayan futbolcular bilmelidirler ki, o formayı taşıyorsanız sonuna kadar mücadele etmelisiniz. Taraftarın sizden tek beklentisi budur. Kadıköy’de Beşiktaş’a 3-4 yenildiği halde o günkü takım niye alkışlanmıştı? Onu hatırlasınlar. Birileri hatırlatsın…

Bugün futbolcuların hem sahada hem saha dışında lakayt, vurdumduymaz. Takımın başında Alman hoca var ama bir Alman’ın olduğu yerde olması gereken ilk şey, disiplin o takımda yok. Takım maçları seriye bağlamış kazanırken de bazı uyarılar yazılyordu, söyleniyordu. Bugün kaybedince ortaya çıkan kişiler değil bunları söyleyenler.

Bir ara sürekli Fenerbahçe maçları önde götürüyordu, kazanıyordu ama bir de skor olarak geriye düştüğünde Daum ne yapacak, takım ne yapacak görelim dedik. Eskiden Daum böyle durumlarda çılgınca hamleler yapıyordu, onun dışında takımı pozitif oynamaya, daha ileri götürme adına hiçbir hamle yapmıyordu. Kenardan oyuna müdahale edemiyordu Yedek kulübesindeki oyuncuların da şevkini kırıyor diyorduk. Bugün bir kez daha gördük bahsettiğimiz şeyleri. Aksayan, ileri çıkamayan orta sahayı ve de işlemeyen kanatları değiştirmek için illa gol yiyerek skor olarak geri düşmek mi gerekir?

Eskişehirspor takımının hakkını verelim elbet. Eksiklerine rağmen çok mücadele ettiler ve kazandılar. (Bando EsEs’e de ayrı tebrikler tabii)

Fenerbahçeli oyuncular ve teknik heyet bugün yedikleri iki golü de tekrar tekrar izlesinler. Şampiyonluğa oynayan ve de Avrupa’da iyi yerlere gelmeyi hedefleyen bir takımın yiyebileceği türden goller midir bunlar? Tek kelimeyle rezalet. İstek, mücadele ve de ruh yok. Bir de bunlara ek olarak konsatrasyon sıfır ve ciddiyetsizlik hakim.

Aykut Kocaman’ın gelişine ne kadar çok sevinmiştik ama sadece kazandığımız maçlardan sonra demeç veren, onun dışında ne konuşmalarıyla ne de icraatlarıyla ortada görünebilecek bir Aykut Kocaman var. Yoksa yoksa… Aman Tanrım! Düşündüğüm şey olmasın!!!

Bugün hakem orada Bilica’ya yapılan faulü verseydi ve kornerden gelen gol yenilmesiydi, her şey normal mi olacaktı yani? O zaman sayın Başkanımız hakemlere ve de Federasyona laf söylemeyecek miydi? Elbette ki takımın hakkı gaspedildiğinde sesiniz çıkacak, hakkımız savunulacak ama önce bir çabalasın takım, mücadele etsin oyuncular. Hele bir görelim sahada koşanları, forması çamur içerisinde olanları mesela, ondan sonra sallayalım hakemlere ve de Federasyona.

Takım şu haldeyken isyan etsen neye yarar?


Kategoriler