Golü birkaç saniye önceden tahmin eden Rıdvan Dilmen’den sonra, yılın golünü aylar evvelden bilen Ömer Üründül’e geçiş. “Futbol çok enterasan.” (34. saniye)
Archive for the 'Türkiye' Category
Yılın Golü Hamit’ten, Peki Yılın Yorumu Kimden?
Published Ocak 10, 2011 Ömer Üründül , Futbol , Hamit Altıntop , Türkiye , Video 2 Commentshttp://acikfutbol.com/macbilgi.php?id=30807
not: sahada oyunu geçtim, mücadele namına (Hamit ve Emre hariç) bir şey ortaya koymayan bir takım olunca maç yazıları da böyle oluyor artık.
http://acikfutbol.com/macbilgi.php?id=30623
Almanya – Türkiye maçından sonra birçok kişi şu an Hiddink’in kadro tercihini, sahada beğenmediği oyuncuları, ve Mesut Özil’i konuşuyor ve muhtemelen yarın da konuşacak.
Semih vs. Pletikosa
Published Ekim 6, 2010 Foto , Futbol , Hırvatistan , Reklam , Semih Şentürk , Stipe Pletikosa , Türkiye , Video 3 Comments
Semih’in son dakikada gelen golünü Pletikosa’dan dinlemek de zevkli oluyor. O ana tekrar dönüyorsun falan…
TTNET – SEMİH from TBWA\ ISTANBUL on Vimeo.
http://acikfutbol.com/macbilgi.php?id=29095
Almanya’yı geçen grup elemelerindeki İspanya gibi kabul edelim. Onlarla yapılacak iki maçtan alınan bir puan bile fevkalede olur. Bu bağlamda gruptaki esas rakip Belçika’dır (en iyisinden grup ikinciliği meselesi). Bu bakımdan bu maç çok önemliydi. Kazanmamız, en önemli rakibimizin 6 puan önünde olmamız ve bunu gruptaki ilk iki maçla yapıyor olmamız anlamına geliyordu.
“Se se seee Semih Erdennnn, semi semi Semi Erdennnn!“
Gurur
Published Ağustos 2, 2010 Alemitu Bekele , Atletizm , Elvan Abeylegesse , Meryem Erdoğan , Türkiye Leave a Comment
Avrupa Atletizm Şampiyonası’nın son gününde, Kadınlar 5 bin metrede 3 Türk atlet Alemitu Bekele, Elvan Abeylegesse ve Meryem Erdoğan beraber yarıştı. Milli atletlerimizden Alemitu Bekele Avrupa Şampiyonu olurken, bir başka Türk sporcu Elvan Abeylegesse de gümüş madalya kazandı.
Atletizmi yorumlamak benim harcım değildir ama kısa mesafe söz konusu olunca Türkiye’nin bugüne dek esamesi okunmadığını söylemek için uzman olmaya gerek yok. Ülkedeki otoriteler yıllardır, “Türk atletleri kısa mesafede başarılı olamaz, bu iş sadece yetenek değil, taktik işidir de…” der dururlardı. Onların yorumuna inandığımız için, açıkçası uzun yıllar daha kısa mesafede başarısız günler göreceğimizi düşünürdüm.
Terim’in istifasının ardından, “Olmayacak duaya amin deme isteği” yazısıyla Türk futbolunu içine düştüğü keşmekeşten kurtarabilecek potansiyelde olan ve tabir-i caizse Milli Takımlar uzmanı denebilecek Guus Hiddink’in bizim için en uygun isim olacağına dair bir fikir atmıştık ortaya (hatta kampanyavari bir hareketti bu). Elbette yerli hocayla da bu iş olur ama malum artık ülke futbol gündemi “nefret” unsuruyla geçiriyor her gününü. Nerdeyse her mevzu bir yerden sonra Fenerbahçe-Galatasaray rekabetine dönüşüyor. Bu bakımdan –atıyorum– Rıdvan Dilmen ya da Abdullah Avcı gibi isimler futbol bilgileriyle çok mühim isimler olsa da göreve gelir gelmez birileri tepelerine çökeceğinden, bu gibi yerli isimlerin böyle zamanlarda göreve getirilmemesini makul karşılayanlardanım.
Yılmaz Vural’a Tek Maçlık Şans Verilse
Published Şubat 8, 2010 Futbol , Honduras , Türkiye , Yılmaz Vural 18 Comments
A Milli Futbol Takımımız bir değişiklik olmadığı takdirde, 3 Mart Çarşamba günü Honduras ile Türkiye’de özel maç yapacak.
Futbol Federasyonu’ndan verilen bilgiye göre, karşılaşmanın oynanacağı il ve stat, federasyon tarafından daha sonra açıklanacak. Fatih Terim’in istifasıyla boşalan A Milli Futbol Takımı teknik direktörlüğü için federasyonun arayışları sürüyor. Ortada dönen birkaç isim var ama kimse görüşmeler ne boyuttadır, tam olarak bilmiyor.
Şayet Mart ayına kadar herhangi bir gelişme olmazsa, Ariel Ortega Blog olarak bir kampanya başlatmak isterim. Yıllardır kendisine yeterince şans verilmediğini iddia eden, Fenerbahçe’yi ve Milli Takımı çalıştırma isteğini her fırsatta dile getiren Yılmaz Vural’a, tek maçlık da olsa Honduras’la yapılacak özel karşılaşmada A Milli Takım’ın teknik direktörü olma şansı verilsin. Bunu espri amaçlı söylemiyorum. Gayet ciddi bir öneridir. Ne kaybedilebilir ki? En kötü ihtimalle alt tarafı bir hazırlık maçıydı der, geçilir herhalde. Hem Yılmaz Vural’ın da bunu her türlü kabul edeceğini, hatta maçın ardından, “çok şükür, ölsem de gam yemem artık” diyeceğini beklemek yanlış olmaz.
Bu fikrime karşı çıkanlar, ya şimdi konuşsunlar ya da kampanyaya destek çıksınlar. Lütfen…