Archive for the 'Ahmet Çakır' Category

Bir Türlü Hazır Olamayan Türk Takımları

“… 40 yıldır Türk futbolunu bilfiil takip ediyorum. Türk takımlarının hiçbir zaman hazır olduğunu görmedim. Ne sezon öncesinde, ne sezon ortasında, ne de sezon sonunda. Sanki rakipleri 6 aydır maç yapıyorlar…”

Ahmet Çakır, Ntv Spor “Futbol Aktüel” programında Türk takımlarının Avrupa Kupası maçlarını yorumlarken…

Yaşlı Medya Genç İsimlere Savaş Mı Açtı?


Fenerbahçe – Kasımpaşa maçında Alex’e uygulanan markajı çağdışı bulan Kaan Koç‘un yazısı üzerine mesleğe yıllarına vermiş Atilla Gökçe bir eleştiri yazısı yazdı. “Vayy Koç’um” başlıklı yazısında Kaan Koç’a vermiş veriştirmişti. Yazıda Kaan Koç’un soyadından dolayı “Koçum” lafzı tabii hep havalarda uçuşuyordu.

Daha sonra Kaan Koç da Atilla Gökçe’nin eleştirisi üzerine bir yazı yazdı. O yazısının bir köşesinde ise Küçük İskender‘den bir alıntı yapmış;

“Yaşlı şairler unutmasın: Tabutlarını romatizma ağrıları çeken prostatlı kuşakdaşları değil‚ genç şairler taşıyacaklar. İki amaçla: Hem düşürmemeye özen göstereceklerdir‚ hem de bir an önce gömme telaşında olacaklardır”.

Olay tabii bu dizilerle birden yaşlı medya vs. genç medya meselesine dönüştü. Bir taraf “siz kimsiniz, daha dün şöylediniz, bugün böylesiniz” diye ağır biçimde diğerlerini eleştirmeye başladı. Bunların arasında Gürcan Bilgiç‚ Ahmet Çakır‚ Aybars Hünalp‚ Uğur Meleke‚ Mehmet Ayan gibi isimler var. Komik olan ise bu kişilerin Kaan Koç’un yazılarını eleştirirken yazdıklarının bir linç girişimini andırması. Bu memlekette gördüğüm en komik olaylardan biridir bu. Yıllardır da değişmez. Hem diyorsunuz ki Kaan Koç ayıp etmiştir, saygısızlık yapmıştır. Hem de adamı linç etmeye kalkıyorsunuz. Bu ne perhiz derler adama… Hele Ahmet Çakır’ın, “Herhangi bir nedenle Küçük İskender’i referans göstermek yanlış anlamalara yol açabilir Koçum, dikkatli ol!”, cümlesine bakınız. Neyi ima ediyor acaba? Bravo, çok zekisiniz kuzum!


Keza Uğur Meleke gibi böyle arabesk işlere girişmeyecek kadar soğukkanlı bulduğumuz bir ismin bile gaza gelmesi ve bu olayda elini yüzünü savaş boyalarına bularmışcasına Atilla Gökçe’nin safına geçmesi de ilginç. Vefa iyidir güzeldir de, olaya böyle arabesk minvalde yaklaşmak bugüne dek çizdiği soğukkanlı figüre yakışmadı hiç.


Kaan Koç’un kalemini beğenmiyor olabilirsiniz. Yazdığının haddini aşan cümleler olduğunu da iddia edebilirsiniz, ama verilen tepkide bir ayarsızlık olduğu kesin. Tepki veren eski isimler gençken öyle sessiz sakin mi takılıyorlardı? Hiç mi boylarını aşan laf etmediler? Her yaşın bir olgunluğa vardır tamam da, esas olgun olması gerekenlerin bir elde kalkan, bir elde hançer savaş nidaları atarmışcasına yazması ironik değil midir?

Bu olay ilk ortaya çıktığında herhangi bir tarafı desteklemiyordum ama eski isimlerin “linç kampanyasını” görünce, ister istemez genç isimlere fazla yüklenildiğini düşünüyorum. Ve en çok da her koşulda genç isimlere desteğimi veririm diyen Okay Karacan’ın bu hususa nasıl yaklaşacağını merak ediyorum. Bekleyelim görelim..


Kategoriler